Erbakan’dan NATO tepkisi: Bu zafer değil, geri adım atılmıştır!
30-06-2022 Bu haber
42 kez okundu

Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, Finlandiya ve İsveç ile Türkiye arasında yapılan üçlü anlaÅŸmada Türkiye adına somut bir kazanım elde edilemediÄŸini vurgulayarak, “Ne yazık ki iktidar özellikle ekonomideki sıkışmışlığından dolayı yine geri adım atmıştır.” ifadelerini kullandı.
Yeniden Refah Partisi Genel BaÅŸkanı Dr. Fatih Erbakan, İspanya'nın BaÅŸkenti Madrid'de düzenlenen NATO Zirvesi'nde Finlandiya, İsveç ve Türkiye arasında imzalanan üçlü memorandum hakkında deÄŸerlendirmelerde bulundu.
İmzalanan metnin sadece ‘iyi niyet mutabakatı’ olarak nitelendirilebileceÄŸini belirten Erbakan, büyük bir fırsatın kaçırıldığını söyledi.
Niçin bu kadar acele edildi?
‘Türkiye’nin, Finlandiya ve İsveç’e vetosunu çekmek için bu kadar acele etmesinin gerçek sebepleri nelerdir?’ sorusunu gündeme getiren Erbakan, ÅŸöyle devam etti:
“Türkiye, Madrid’deki zirvede İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya giriÅŸlerinin önündeki vetosunu maalesef geri çekmiÅŸtir. Avrupa BirliÄŸi’nin kapısında 63 senedir bekletilen ve hala birliÄŸe üyelik ısrarını sürdüren Türkiye, İsveç ve Finlandiya’yı NATO’nun kapısında 2 ay bile tutamamıştır. Oysa ki Sayın CumhurbaÅŸkanı, tıpkı Rahip Brunson hadisesinde olduÄŸu gibi çok yüksek perdeden konuÅŸmuÅŸ, ‘Ben baÅŸta olduÄŸum sürece NATO’ya giremezler’ demiÅŸti. Burada öncelikle Sn. CumhurbaÅŸkanı’nın, İsveç ve Finlandiya’ya yönelik veto kartını ortaya koyarken, bu ülkeleri "teröre destek vermek"le suçlarken, NATO üyesi olan sözde müttefikimiz ABD’nin Türkiye’nin savunma ve güvenliÄŸine zarar verici benzer faaliyetlerine, PYD/YPG’ye olan muazzam desteÄŸine vurgu yapmaması ve suskun kalmasının üzerinde durulması gereken bir konu olduÄŸunu ifade etmek gerekir.”
İsveç ve Finlandiya taahhütlerini yerine getirmezse ne olacak?
İsveç ve Finlandiya’nın, uzun yıllardır terör örgütleriyle mücadele eden Türkiye’nin hassasiyet ve endiÅŸelerine dikkat edeceklerine dair yazılı taahhütte bulunmalarının, bir uluslararası resmi metinde, PYD/YPG ve FETÖ’nün terör örgütü olarak nitelendirilmelerinin kayda deÄŸer geliÅŸmeler olduÄŸunu belirten Erbakan, “NATO’ya giriÅŸlerinin yolu açılan İsveç ve Finlandiya, kağıt üzerindeki taahhütlerinin gereklerini yerine getirmedikleri takdirde ne olacaktır? Her iki ülke de zaten daha önce AB’nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK’yı terör örgütü olarak nitelendirmelerine raÄŸmen örgüte bugüne kadar tam destek vermiÅŸ, her türlü eylemlerinin yolunu açmış, en ufak bir müdahalede bulunmamıştır. NATO’da imzaladıkları taahhütname, her iki ülkenin tavırlarında somut olarak neyi deÄŸiÅŸtirecektir?” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
‘Somut kazanım elde edilmeden veto geri çekilmiÅŸtir’
Türkiye’nin ekonomideki sıkışmışlığından dolayı, somut kazanım elde edilmeden veto kararının geri çekilmesini eleÅŸtiren Erbakan, benzer hadiselerin daha önce de yaÅŸandığını hatırlatarak ÅŸöyle devam etti:
“Uygulanan yanlış ekonomi politikaları yüzünden ülkemiz, maalesef dünyada enflasyonun en yüksek olduÄŸu, parası en deÄŸersiz ve en yüksek maliyetle borçlanabilen ülkeler arasında yer almıştır. İktidar bu sıkışıklığı aÅŸabilmek için baÅŸta İsrail ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri olmak üzere yakın geçmiÅŸte ihtilaf görüntüsü verdiÄŸi devletler ile yakınlaÅŸma çabasına girmiÅŸ, Merkez Bankası döviz rezervlerindeki sıkıntıdan dolayı SWAP anlaÅŸmalarına bel baÄŸlamıştır. Rahip Brunson hadisesinde zamanın ABD BaÅŸkanı Trump’ın mektuplu tahkirine karşılık, Brunson’ı iade ederek sıkıntıyı aÅŸmaya çalışan Sayın ErdoÄŸan, ÅŸimdi de İsveç ve Finlandiya vetosunu hiçbir somut kazanım elde etmeden geri çekmiÅŸtir. AK Parti döneminde benzeri görüntüler sık sık oluÅŸmuÅŸtur. Mesela Annan Planı’nı peÅŸinen kabul eden ve KKTC’den ‘evet’ oyu çıkmasına sebep olan AK Parti Hükümeti, Rum tarafının plana ‘hayır’ demesine raÄŸmen Avrupa BirliÄŸi’ne alınması karşısında sadece sitemde bulunmakla yetinmiÅŸtir. Sayın ErdoÄŸan birçok konuda olduÄŸu gibi bu konuda da Batı tarafından ‘kandırıldığımızı’ belirtmiÅŸ, üzüntülerini beyan etmiÅŸtir. Sayın CumhurbaÅŸkanı, endiÅŸe ederiz ki önümüzdeki süreçte de İsveç ve Finlandiya’nın yazılı taahhütlerine baÄŸlı kalmamalarından ÅŸikayet edecek, ‘Dost ve müttefiklerimizin samimiyetsizlikleri bizi üzmektedir’ diyecektir.”
Daha önce NATO’da Yunanistan sözünü tutmamıştı
Daha önce Yunanistan ile yine NATO zirvesinde benzer anlaÅŸmanın imzalandığını ancak Yunanistan’ın sözünü tutmadığını hatırlatan Erbakan, “Bu noktada önemli bir örnek de, merhum Mesut Yılmaz’ın baÅŸbakanlığında kurulan 55. Hükümetin DışiÅŸleri Bakanı Sn. İsmail Cem’in 9 Temmuz 1997’de yine Madrid’deki NATO zirvesinde Yunanistan DışiÅŸleri Bakanı Theodoros Pangalos’la imzaladıkları mutabakat metnidir. Bu mutabakat metni ile Türkiye tarafı, Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarmasının Türkiye tarafından savaÅŸ sebebi sayılacağına dair 8 Haziran 1995’de aldığı “Casus Belli” kararından vazgeçmeyi, bunun karşılığında Yunan tarafı da karasularını 12 mile çıkarma iddiasından vazgeçeceÄŸini taahhüt etmiÅŸlerdi. Ancak aradan geçen zaman ve yaÅŸanan olaylar Yunan tarafının mutabakata sadık kalmadığını ve bunun karşılığında bizim de hiçbir yaptırım imkanımızın olmadığını açıkça ortaya koymuÅŸtur. Dolayısıyla bu gibi mutabakatların her zaman somut karşılığı olmamaktadır.” Dedi.
Son sözü Biden söyledi
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ve kurmaylarının İsveç ve Finlandiya’nın 3’lü memoranduma imza atmasını büyük bir zafer olarak nitelendirdiÄŸine dikkat çeken Erbakan, vetoyu kaldırma kararında zirve öncesi ABD BaÅŸkanı Biden ile yapılan telefon görüÅŸmesinin etkili olduÄŸunu sürdü.
“Bize göre ortada somut bir kazanım yoktur. Türkiye sonuçta, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya giriÅŸlerinin yolunu açmıştır.” Diyen Erbakan sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “İsveç ve Finlandiya taahhütlerine uymazsa, Türkiye’nin içinde bulunduÄŸu pozisyon, önümüzdeki dönemde bu iki ülkenin NATO üyeliklerinin önüne blokaj koymasına elveriÅŸli deÄŸildir. ABD BaÅŸkanı Joe Biden'ın, ErdoÄŸan'ı Madrid'e hareketinden önce aramasının üçlü memorandum kararı metninin sonunda yer alan: "Türkiye, NATO'nun Açık Kapı politikasına uzun zamandır devam eden desteÄŸini teyit eder ve Madrid Zirvesi'nde Finlandiya ve İsveç'in NATO üyesi olmak üzere davet edilmelerine desteÄŸini ifade eder” cümlesinin oluÅŸmasında önemli rol oynadığını ve en son sözü aslında ABD BaÅŸkanı Biden’ın söylediÄŸini ifade etmek mümkündür.Yeniden Refah Partisi olarak; çarenin iflas etmiÅŸ Batı güdümlü politikalarda ve kuruluÅŸlarda deÄŸil, Rahmetli Erbakan Hocamız’ın önderliÄŸinde kurulan D-8’de ve devamı olan D-60 ile D-160’ta olduÄŸunun altını bir kez daha çiziyoruz.”
Yeniden Refah Partisi Genel BaÅŸkanı Dr. Fatih Erbakan, İspanya'nın BaÅŸkenti Madrid'de düzenlenen NATO Zirvesi'nde Finlandiya, İsveç ve Türkiye arasında imzalanan üçlü memorandum hakkında deÄŸerlendirmelerde bulundu.
İmzalanan metnin sadece ‘iyi niyet mutabakatı’ olarak nitelendirilebileceÄŸini belirten Erbakan, büyük bir fırsatın kaçırıldığını söyledi.
Niçin bu kadar acele edildi?
‘Türkiye’nin, Finlandiya ve İsveç’e vetosunu çekmek için bu kadar acele etmesinin gerçek sebepleri nelerdir?’ sorusunu gündeme getiren Erbakan, ÅŸöyle devam etti:
“Türkiye, Madrid’deki zirvede İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya giriÅŸlerinin önündeki vetosunu maalesef geri çekmiÅŸtir. Avrupa BirliÄŸi’nin kapısında 63 senedir bekletilen ve hala birliÄŸe üyelik ısrarını sürdüren Türkiye, İsveç ve Finlandiya’yı NATO’nun kapısında 2 ay bile tutamamıştır. Oysa ki Sayın CumhurbaÅŸkanı, tıpkı Rahip Brunson hadisesinde olduÄŸu gibi çok yüksek perdeden konuÅŸmuÅŸ, ‘Ben baÅŸta olduÄŸum sürece NATO’ya giremezler’ demiÅŸti. Burada öncelikle Sn. CumhurbaÅŸkanı’nın, İsveç ve Finlandiya’ya yönelik veto kartını ortaya koyarken, bu ülkeleri "teröre destek vermek"le suçlarken, NATO üyesi olan sözde müttefikimiz ABD’nin Türkiye’nin savunma ve güvenliÄŸine zarar verici benzer faaliyetlerine, PYD/YPG’ye olan muazzam desteÄŸine vurgu yapmaması ve suskun kalmasının üzerinde durulması gereken bir konu olduÄŸunu ifade etmek gerekir.”
İsveç ve Finlandiya taahhütlerini yerine getirmezse ne olacak?
İsveç ve Finlandiya’nın, uzun yıllardır terör örgütleriyle mücadele eden Türkiye’nin hassasiyet ve endiÅŸelerine dikkat edeceklerine dair yazılı taahhütte bulunmalarının, bir uluslararası resmi metinde, PYD/YPG ve FETÖ’nün terör örgütü olarak nitelendirilmelerinin kayda deÄŸer geliÅŸmeler olduÄŸunu belirten Erbakan, “NATO’ya giriÅŸlerinin yolu açılan İsveç ve Finlandiya, kağıt üzerindeki taahhütlerinin gereklerini yerine getirmedikleri takdirde ne olacaktır? Her iki ülke de zaten daha önce AB’nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK’yı terör örgütü olarak nitelendirmelerine raÄŸmen örgüte bugüne kadar tam destek vermiÅŸ, her türlü eylemlerinin yolunu açmış, en ufak bir müdahalede bulunmamıştır. NATO’da imzaladıkları taahhütname, her iki ülkenin tavırlarında somut olarak neyi deÄŸiÅŸtirecektir?” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
‘Somut kazanım elde edilmeden veto geri çekilmiÅŸtir’
Türkiye’nin ekonomideki sıkışmışlığından dolayı, somut kazanım elde edilmeden veto kararının geri çekilmesini eleÅŸtiren Erbakan, benzer hadiselerin daha önce de yaÅŸandığını hatırlatarak ÅŸöyle devam etti:
“Uygulanan yanlış ekonomi politikaları yüzünden ülkemiz, maalesef dünyada enflasyonun en yüksek olduÄŸu, parası en deÄŸersiz ve en yüksek maliyetle borçlanabilen ülkeler arasında yer almıştır. İktidar bu sıkışıklığı aÅŸabilmek için baÅŸta İsrail ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri olmak üzere yakın geçmiÅŸte ihtilaf görüntüsü verdiÄŸi devletler ile yakınlaÅŸma çabasına girmiÅŸ, Merkez Bankası döviz rezervlerindeki sıkıntıdan dolayı SWAP anlaÅŸmalarına bel baÄŸlamıştır. Rahip Brunson hadisesinde zamanın ABD BaÅŸkanı Trump’ın mektuplu tahkirine karşılık, Brunson’ı iade ederek sıkıntıyı aÅŸmaya çalışan Sayın ErdoÄŸan, ÅŸimdi de İsveç ve Finlandiya vetosunu hiçbir somut kazanım elde etmeden geri çekmiÅŸtir. AK Parti döneminde benzeri görüntüler sık sık oluÅŸmuÅŸtur. Mesela Annan Planı’nı peÅŸinen kabul eden ve KKTC’den ‘evet’ oyu çıkmasına sebep olan AK Parti Hükümeti, Rum tarafının plana ‘hayır’ demesine raÄŸmen Avrupa BirliÄŸi’ne alınması karşısında sadece sitemde bulunmakla yetinmiÅŸtir. Sayın ErdoÄŸan birçok konuda olduÄŸu gibi bu konuda da Batı tarafından ‘kandırıldığımızı’ belirtmiÅŸ, üzüntülerini beyan etmiÅŸtir. Sayın CumhurbaÅŸkanı, endiÅŸe ederiz ki önümüzdeki süreçte de İsveç ve Finlandiya’nın yazılı taahhütlerine baÄŸlı kalmamalarından ÅŸikayet edecek, ‘Dost ve müttefiklerimizin samimiyetsizlikleri bizi üzmektedir’ diyecektir.”
Daha önce NATO’da Yunanistan sözünü tutmamıştı
Daha önce Yunanistan ile yine NATO zirvesinde benzer anlaÅŸmanın imzalandığını ancak Yunanistan’ın sözünü tutmadığını hatırlatan Erbakan, “Bu noktada önemli bir örnek de, merhum Mesut Yılmaz’ın baÅŸbakanlığında kurulan 55. Hükümetin DışiÅŸleri Bakanı Sn. İsmail Cem’in 9 Temmuz 1997’de yine Madrid’deki NATO zirvesinde Yunanistan DışiÅŸleri Bakanı Theodoros Pangalos’la imzaladıkları mutabakat metnidir. Bu mutabakat metni ile Türkiye tarafı, Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarmasının Türkiye tarafından savaÅŸ sebebi sayılacağına dair 8 Haziran 1995’de aldığı “Casus Belli” kararından vazgeçmeyi, bunun karşılığında Yunan tarafı da karasularını 12 mile çıkarma iddiasından vazgeçeceÄŸini taahhüt etmiÅŸlerdi. Ancak aradan geçen zaman ve yaÅŸanan olaylar Yunan tarafının mutabakata sadık kalmadığını ve bunun karşılığında bizim de hiçbir yaptırım imkanımızın olmadığını açıkça ortaya koymuÅŸtur. Dolayısıyla bu gibi mutabakatların her zaman somut karşılığı olmamaktadır.” Dedi.
Son sözü Biden söyledi
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ve kurmaylarının İsveç ve Finlandiya’nın 3’lü memoranduma imza atmasını büyük bir zafer olarak nitelendirdiÄŸine dikkat çeken Erbakan, vetoyu kaldırma kararında zirve öncesi ABD BaÅŸkanı Biden ile yapılan telefon görüÅŸmesinin etkili olduÄŸunu sürdü.
“Bize göre ortada somut bir kazanım yoktur. Türkiye sonuçta, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya giriÅŸlerinin yolunu açmıştır.” Diyen Erbakan sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “İsveç ve Finlandiya taahhütlerine uymazsa, Türkiye’nin içinde bulunduÄŸu pozisyon, önümüzdeki dönemde bu iki ülkenin NATO üyeliklerinin önüne blokaj koymasına elveriÅŸli deÄŸildir. ABD BaÅŸkanı Joe Biden'ın, ErdoÄŸan'ı Madrid'e hareketinden önce aramasının üçlü memorandum kararı metninin sonunda yer alan: "Türkiye, NATO'nun Açık Kapı politikasına uzun zamandır devam eden desteÄŸini teyit eder ve Madrid Zirvesi'nde Finlandiya ve İsveç'in NATO üyesi olmak üzere davet edilmelerine desteÄŸini ifade eder” cümlesinin oluÅŸmasında önemli rol oynadığını ve en son sözü aslında ABD BaÅŸkanı Biden’ın söylediÄŸini ifade etmek mümkündür.Yeniden Refah Partisi olarak; çarenin iflas etmiÅŸ Batı güdümlü politikalarda ve kuruluÅŸlarda deÄŸil, Rahmetli Erbakan Hocamız’ın önderliÄŸinde kurulan D-8’de ve devamı olan D-60 ile D-160’ta olduÄŸunun altını bir kez daha çiziyoruz.”
Etiketler:
Hatay Büyükşehir Belediyesi
Antakya Haber
Hatay Haber

CHP HATAY'DAN YAYLADAĞI'NA ÇIKARMA
Cumhuriyet Halk Partisi Hatay İl Başkanı Hasan Ramiz Parlar beraberinde İl B
CHP’DEN YENİ SINIR KAPISI İÇİN KANUN TEKLİFİ
CHP, Irak sınırında bulunan Habur sınır kapısına alternatif bir
CHP HATAY MİLLETVEKİLİ İsmet TOKDEMİR AMİK OVASINDAN İKTİDARA SESLENDİ
TOKDE

SUZAN ŞAHİN’DEN MUHARREM AYI MESAJI
Muharrem ayı kin, nefret ve intikam duygularıyla ile değil onlardan

SANKİ ÇOCUK OKUMASIN DİYE BİR SİSTEM GELİŞTİRİLMİŞ
BTP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Seçil MumcuoÄŸlu’ndan üniversi
CHP’li Serkan Topal: GENÇLERİMİZİN UMUTLARI ÇALINDI
ÖSYM’de yaÅŸanan KPSS skandalı ile ilgili olarak TBMM’de bası
HIZLI MENÜ
Üye Ol
Üye Girişi
Künye
UHA TEMSİLCİLİĞİ

BİZE ULAŞIN
Telefon: 0531 892 92 01
Fax: 0326 216 41 61
E-Posta: haber@arkasokakhaber.com